De Stijl, 20. yüzyılın başlarında gelişen bir Hollanda sanat hareketiydi. 1917’de Theo van Doesburg, Piet Mondrian ve Gerrit Rietveld tarafınca kuruldu. Hareketin ismi, Hollandaca’da “yoldam” anlamına gelen kelimeden türemiştir.
De Stijl sanatçıları, geometrik formlara ve birincil renklere dayanan yeni bir sanat türü yaratmakla ilgileniyorlardı. Bu tür sanatın evrenin altta yatan uyumunu anlatım edebileceğine inanıyorlardı.
De Stijl sanatçıları çalışmalarında kareler, dikdörtgenler, çizgiler ve daireler şeklinde muhtelif geometrik formlar kullandılar. Ek olarak kırmızı, sarı ve mavi şeklinde birincil renkler kullandılar.
De Stijl sanatı çoğu zaman soyuttu, kısaca tanımlanabilir hiç bir nesneyi tasvir etmiyordu. Bunun yerine, De Stijl sanatçıları balans ve uyuma dayalı kompozisyonlar yaratmak için geometrik formlar ve renkler kullandılar.
De Stijl, çağdaş sanat üstünde mühim bir etkiye sahipti. Hareketin geometrik formlara ve birincil renklere vurgusu, Pablo Picasso, Piet Mondrian ve Wassily Kandinsky şeklinde birçok sonraki sanatçının çalışmalarında görülebilir.
De Stijl’in mimari üstünde de mühim bir tesiri olmuştur. Hareketin sadelik, işlevsellik ve ahenk ilkeleri Gerrit Rietveld ve Ludwig Mies van der Rohe şeklinde mimarların çalışmalarında görülebilir.
De Stijl, 20. yüzyılın en mühim sanat hareketlerinden biridir. Hareketin geometrik formlara ve temel renklere vurgu yapması, çağdaş sanat ve mimari üstünde kalıcı bir tesir yaratmıştır.
Antet | Hususiyet |
---|---|
Yoldam | Modern sanat |
Geometrik | Tecrit |
Birincil renkler |
II. Yoldam
De Stijl, 20. yüzyılın başlarında Hollanda’da ortaya çıkan bir sanat hareketiydi. Hareket Theo van Doesburg, Piet Mondrian ve Gerrit Rietveld tarafınca kuruldu. De Stijl sanatçıları, geometrik ilkelere ve soyutlamaya dayanan yeni bir sanat türü yaratmakla ilgileniyorlardı. Sanatın saf ve sıradan olması gerektiğine ve evrenin altta yatan düzenini anlatım etmesi gerektiğine inanıyorlardı.
De Stijl sanatçıları birincil renklerden (kırmızı, sarı ve mavi), siyah ve beyazdan oluşan sınırı olan bir palet kullandılar. Ek olarak kareler, dikdörtgenler ve çizgiler şeklinde geometrik şekiller de kullandılar. De Stijl sanatı çoğu zaman sadeliği ve yeniden ve bakışım kullanımıyla karakterize edildi.
De Stijl, çağdaş sanat üstünde mühim bir etkiye sahipti. Hareketin tecrit ve geometrik biçim prensipleri, Pablo Picasso, Wassily Kandinsky ve Kazimir Malevich şeklinde birçok sanatçı tarafınca benimsendi. De Stijl ek olarak mimari, tasavvur ve tipografi üstünde de büyük bir etkiye sahipti.
III. De Stijl’in mühim adları
De Stijl’in mühim adları içinde Piet Mondrian, Theo van Doesburg, Gerrit Rietveld ve Bart van der Leck vardı.
Mondrian, hareketin biri olan teorisyeniydi ve eserleri çoğu zaman prensiplerinin en saf ifadesi olarak kabul edilir. Resimleri, birincil renkler, düz çizgiler ve geometrik şekiller kullanımıyla karakterize edilir.
Van Doesburg da bir ressamdı, sadece De Stijl’in mimari ve tasavvur yönleriyle daha oldukça ilgileniyordu. Derginin kurucusuydu Yoldamve hareketin felsefesi hakkındaki kapsamlı yazılar yazdı.
Rietveld bir mobilya tasarımcısıydı ve emek harcamaları De Stijl mimarisinin en başarıya ulaşmış örneklerinden biri olarak kabul edilir. Sandalyeleri ve masaları sıradan geometrik formlar ve birincil renkler kullanımıyla karakterize edilir.
Van der Leck bir ressam ve baskı sanatçısıydı ve eserleri çoğu zaman erken Ekspresyonist hareket ile De Stijl’in daha geometrik stili içinde bir köprü olarak görülür. Resimleri, yürekli renkler ve basitleştirilmiş formlar kullanımıyla karakterize edilir.
Bu dört sanatçı De Stijl’in gelişiminde en mühim figürlerdi sadece hareketle ilişkilendirilen birçok sanatçı daha vardı; bunlar içinde Vilmos Huszar, Georges Vantongerloo ve Friedrich Vordemberge-Gildewart vardı.
IV. De Stijl’in İlkeleri
De Stijl’in ilkeleri, geometrik formlar ve temel renklerle anlatım edilebilen evrensel bir ahenk fikrine dayanmaktadır. Hareketin kurucuları Piet Mondrian ve Theo van Doesburg, bu unsurların hem görsel olarak cazibeli bununla birlikte entelektüel olarak uyarıcı olan yeni bir sanat türü yaratmak için kullanılabileceğine inanıyordu.
De Stijl’in temel prensipleri şunlardır:
- Birincil renklerin (kırmızı, sarı ve mavi) kullanması
- Siyah ve beyazın kullanması
- Düz çizgilerin ve dik açıların kullanması
- Bütün lüzumsuz ayrıntıların ortadan kaldırılması
- Dengeli ve ahenkli bir kompozisyonun yaratılması
Bu ilkeler sanatta bir intizam ve sadelik duygusu yaratmak için tasarlanmıştı. De Stijl sanatçıları bunun bütün kültürlerden ve geçmişlerden insanlara hitap edebilecek hakkaten evrensel bir sanat formu yaratmak için lüzumlu olduğuna inanıyorlardı.
De Stijl sanatı çoğu zaman 20. yüzyılın başlarındaki kaotik ve gayri muntazam sanata bir reaksiyon olarak görülür. Hareketin kurucuları dünyanın bir kaos halinde olduğuna ve sanatın bunu yansıtması gerektiğine inanıyordu. Bayağı, tertipli ve ahenkli yeni bir sanat seçimi yarattılar.
De Stijl sanatının çağdaş sanat üstünde mühim bir tesiri oldu. Hareketin prensipleri birçok başka sanatçı tarafınca benimsendi ve tesiri Pablo Picasso, Wassily Kandinsky ve Piet Mondrian şeklinde sanatçıların çalışmalarında görülebilir.
V. De Stijl’in Sanat Eserleri
De Stijl’in sanat eserleri, geometrik şekiller, birincil renkler ve asimetrik kompozisyonların kullanımıyla karakterize edilir. Çoğu zaman kareler, dikdörtgenler ve çizgiler şeklinde sıradan geometrik formlar ihtiva eder ve çoğu zaman ızgara benzeri bir düzende düzenlenir. De Stijl sanat eserlerinde kullanılan renkler çoğu zaman parlak ve doygundur ve çoğu zaman bir ahenk ve balans duygusu yaratmak için birbirleriyle kombinasyon halinde kullanılır.
De Stijl’in en meşhur sanat eserlerinden bazıları içinde Piet Mondrian’ınki de içeriyor Kırmızı, Mavi ve Sarı ile Kompozisyon (1921), Gerrit Rietveld’in Kırmızı ve Mavi Iskemle (1917) ve Theo van Doesburg’un Zamir 5 (1924). Bu sanat eserlerinin tamamı çağdaş sanatın başyapıtları olarak kabul edilir ve 20. yüzyılda sanat ve tasarımın gelişimi üstünde derin bir etkiye haiz olmuştur.
De Stijl’in sanat eserleri yalnız güzel olmakla kalmayıp, hem de daha derin bir idrak etme da haizdir. Sanatçıların çağdaş endüstriyel dönemin kaosundan ve çirkinliğinden uzak, yeni ve daha ahenkli bir dünya yaratma arzusunu temsil ederler. De Stijl sanat eserlerinde kullanılan geometrik şekiller ve temel renkler bir intizam ve balans duygusu uyandırmayı amaçlar ve asimetrik kompozisyonlar bir dinamizm ve hareket duygusu yaratmayı amaçlar.
De Stijl’in sanat eserleri, sanatın daha iyi bir dünya yaratma gücüne dair bir kanıttır. Kaos ve çirkinliğin ortasında bile, güzellik ve ahenk için devamlı ümit bulunduğunu hatırlatır.
VI. De Stijl’in Mimarisi
De Stijl’in ilkeleri mimariye de uygulandı ve ortaya sıradan geometrik formların, temel renklerin ve asimetrik dengenin kullanımıyla karakterize edilen bir yoldam çıktı.
De Stijl mimarisinin en meşhur örneklerinden bazıları Utrecht’teki Schröder Evi, Utrecht’teki Rietveld Schröder Evi ve Meudon’daki Van Doesburg Evi’dir.
Schröder Evi, Gerrit Rietveld tarafınca tasarlanmış ve 1924 senesinde inşa edilmiştir. Düz çatılı ve cam cepheli iki kattan oluşan bir evdir. İç mekan, aleni planı ve birincil renklerin kullanımıyla karakterize edilir.
Rietveld Schröder Evi, Gerrit Rietveld tarafınca tasarlanmış ve 1924 senesinde inşa edilmiştir. Düz çatılı ve cam cepheli tek kattan oluşan bir evdir. İç mekan, aleni planı ve birincil renklerin kullanımıyla karakterizedir.
Van Doesburg Evi, Theo van Doesburg tarafınca tasarlanmış ve 1923 senesinde inşa edilmiştir. Düz çatılı ve cam cepheli iki kattan oluşan bir evdir. İç mekan, birincil renklerin kullanması ve asimetrik dengesiyle karakterizedir.
De Stijl mimarisi, 20. yüzyıldan ilkin popüler olan geleneksel mimari stillerinden köktencilik bir ayrılıştı. Mimarlıkta çağdaş hareketi tanımlamaya destek olan yeni ve yenilikçi bir stildi.
VII. De Stijl’in Tesiri
De Stijl, çağdaş sanat, mimari ve tasavvur üstünde mühim bir etkiye sahipti. Tecrit, geometrik formlar ve birincil renkler ilkeleri, kendisinden sonrasında gelen birçok sanatçı ve mimarın çalışmalarında görülebilir. De Stijl tesirinin en dikkat cazibeli örneklerinden bazıları şunlardır:
- De Stijl’in kurucu üyelerinden Piet Mondrian’ın resimleri. Mondrian’ın eserleri kareler ve dikdörtgenler şeklinde sıradan geometrik formların kullanması ve birincil renklerin sınırı olan paletiyle karakterize edilir.
- De Stijl’in kurucu üyelerinden kabul edilen Gerrit Rietveld’in mimarisi. Rietveld’in binaları çoğu zaman sıradan geometrik formların kullanması ve süsleme eksikliği ile karakterize edilir.
- 1919 senesinde Almanya’da kurulan Bauhaus sanat ve tasavvur mektebinin tasarımı. Bauhaus okulu, De Stijl’in ilkelerinden etkilenmiş ve öğrencileri çağdaş tasarımın en ikonik eserlerinden kimilerini yaratmışlardır.
De Stijl’in tesiri birçok çağıl sanatçı, mimar ve tasarımcının çalışmalarında da görülebilir. Sözgelişi, Amerikalı sanatçı Frank Stella, İngiliz mimar Sir Norman Foster ve Hollandalı tasarımcı Marcel Wanders’ın emek harcamaları De Stijl’in tesirini gösterir.
De Stijl, çağdaş sanat, mimari ve tasarımın gelişiminde mühim bir güçtü. Tecrit, geometrik formlar ve temel renkler ilkeleri, sanatçılara ve tasarımcılara günümüzde de esin vermeye devam ediyor.
Bugün De Stijl
De Stijl, çağdaş sanat ve tasavvur üstünde kalıcı bir tesir bıraktı. Tecrit, geometrik formlar ve temel renkler ilkeleri, dünyanın dört bir tarafındaki sanatçılar ve tasarımcılar tarafınca benimsendi. De Stijl’in tesiri, Piet Mondrian, Theo van Doesburg, Gerrit Rietveld ve öteki birçok bireyin çalışmalarında görülebilir.
De Stijl’in tesiri çağdaş mimaride de görülebilir. Le Corbusier, Mies van der Rohe ve Frank Lloyd Wright’ın emek harcamaları De Stijl’in geometrik formlarının ve tecrit ilkelerinin tesirini gösterir.
De Stijl’in tesiri bugün hala sanatta, tasarımda ve mimaride belirgindir. Tecrit, geometrik formlar ve temel renkler ilkeleri, dünyanın dört bir tarafındaki sanatçılara ve tasarımcılara esin vermeye devam etmektedir.
De Stijl, oldukça katı ve dogmatik olduğu, duygu ve anlatım eksikliği ve insan figürleri ile naturel formları dikkatsizlik etmiş olduğu için eleştirildi. Birtakım eleştirmenler ek olarak De Stijl’in soyutlamaya oldukça fazla odaklandığını ve dünyanın realist bir temsilini sağlamadığını savundu.
Bu eleştirilere karşın De Stijl mühim ve müessir bir sanat hareketi olmaya devam ediyor. Geometrik stili birçok sanatçı ve mimar tarafınca benimsendi ve ilkeleri oldukça muhtelif sanat eserleri yaratmak için kullanıldı.
De Stijl’in çağdaş tasavvur üstünde de mühim bir tesiri olmuştur. Pak çizgileri ve sıradan formları mobilyadan binalara kadar her şeyi yaratmak için kullanılmıştır.
Genel hatlarıyla De Stijl, çağdaş sanat ve tasavvur üstünde kalıcı bir tesir bırakmış, karmaşa ve zorlayıcı bir sanat hareketidir.
S: De Stijl nelerdir?
A: De Stijl, 20. yüzyılın başlarında Hollanda’da ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Geometrik formların, birincil renklerin ve asimetrik kompozisyonların kullanımıyla karakterize edilir.
S: De Stijl sanatının temel özellikleri nedir?
A: De Stijl sanatının temel özellikleri şunlardır:
- Kare, dikdörtgen ve üçgen şeklinde geometrik formların kullanması
- Kırmızı, sarı ve mavi şeklinde birincil renklerin kullanması
- Asimetrik kompozisyonlar
S: De Stijl’in kilit sanatçıları kimlerdir?
De Stijl’in mühim sanatçıları şunlardır:
- Piet Mondrian
- Theo van Doesburg
- Bart van der Leck
- Gerrit Rietveld
0 Yorum